Haber

Amasra Maden Faciasında TTK Yöneticileri ve Bakanlık Görevlilerine Soruşturma İzni Verilmesi İçin 30 Günlük Yasal Süre Bugün Doldu

TAMER ARDA ERSİN

Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait Amasra madeninde TTK yöneticileri ve bakanlık görevlileri hakkında soruşturma izni için ek süre alınmadığı takdirde bugün son gün. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) daha önce hiçbir emsalde verilmeyen soruşturma izni nedeniyle yaşam hakkının ihlali kararı emsal teşkil edecek şekilde bakanlık yetkililerinin önünde duruyor. Avukat Derviş Emre Aydın ise Amasra Kurumu yetkililerinin olası kastla adam öldürme, üst düzey yöneticilerin ise bilirkişi raporuyla “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla yargılanmalarının çelişkili olduğuna işaret ederek, ” Yapısal sorunlara ve yetersiz altyapıya rağmen üretime devam etmenin dayanağı ve gerekçesi aslında savcılığın olası kast tanımının dayanağı ve gerekçesidir” dedi. CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu ve TTK Genel Müdür Yardımcısı Ercan Gebeş’in koruma altına alındığını söyledi. Demirtaş, “Bu 2 kişiye bakıldı ve Cumhurbaşkanı’nın eli bu iki kişiden yana değil. Bu 2 kişi yargı eliyle korunuyor” dedi.

Bartın’ın Amasra ilçesinde TTK’ya ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de barut patlaması sonucu 42 madencinin hayatını kaybettiği olayla ilgili olarak Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu ve TTK Yardımcısı ile birlikte Genel Müdür Ercan Gebeş, 9 TTK ve bakanlık yetkilileri. 26 Aralık 2022’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla soruşturma izni istediği ortaya çıktı. Mağdurun avukatı Derviş Emre Aydın’ın verdiği bilgiye göre, soruşturma için verilecek 30 günlük yasal süre bugün sona eriyor. Ancak idarenin ayrıca 15 günlük ek süre talep etme hakkı da bulunmaktadır.

Savcılığın bilirkişi raporu doğrultusunda Amasra Teşkilatı yöneticileri hakkında olası kastla adam öldürme suçundan ceza verilmesini talep eden Aydın, yine aynı raporda aynı sorumlulukların vurgulanmasını ve soruşturma izni verilmesini eleştirdi. sadece “görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla talep edilmişti.

Aydın, “görevi kötüye kullanma” değil, Amasra Kurumu yöneticileri hakkında emsal teşkil eden kabahatler nedeniyle ceza istenmesi durumunda soruşturma izni beklemeye gerek olmayacağını belirterek, üst düzey yöneticilerin belgelerinin ibraz edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Amasra’dakilerle birleştirilebilir. Aydın, yeterli yatırım yapılmaması nedeniyle üst düzey yöneticilerin de aynı suçu işlediğini anlattı:

“Bakanlıklardan talep edilen soruşturma izninin dayanağı olan ilişki, bilirkişi raporunda uzmanların anlattığı ilişkidir. Ancak savcılık hızla bu ilişkiyi hemen hemen aynen, cezalandırılmak istediği sanıklar için kullanmıştır. olası kastın karakterizasyonu.yatırımlar yetersiz olduğu gibi,yetersiz altyapı yatırımları,havalandırma optimizasyonu ile üretime devam edildi.yetersiz altyapıya rağmen devam eden üretimin desteği ve ilişkisi,aslında savcılığın olası tanımına desteği ve ilişkisi Bu tanım savcılık tarafından olası kast olarak tanımlanırken, biz de görevi kötüye kullanma gerekçesiyle bakanlıklardan soruşturma izni istemedik, çelişki olarak değerlendiriyoruz.”

“5 YIL SONRA YAPILAN SORUŞTURMA ETKİSİZ OLACAK”

Aydın, Kozlu Taşkömürü İşletmesi’nde 7 Ocak 2013’te 8, 13 Mayıs 2014’te 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma faciasında Anayasa Mahkemesi’nin 5 yıl sonra verdiği hak ihlali kararını verdiğine dikkat çekerek, üst düzey yetkililer hakkında soruşturma izni olmaması nedeniyle. Devam eden soruşturmaların etkili soruşturmalar olmadığını ve etkisiz bir şekilde yürütüldüğünü gördük. mümkün olan en kısa sürede ve sorumlulukları belirlenmiş kişilerle ilgilidir. İddianame ile birlikte açılacak kamu davasında birleşme ile birlikte soruşturmayı yürüterek, raporu da benzer bir usulle hazırlayarak kovuşturmanın bir bütün olarak yürütülmesinin sağlanması gerekmektedir” dedi.

AYM, HER İKİ KARARDA CEZA İNCELEMESİNİN YAPILMASI GEREKLİ OLDUĞUNA KATILDI

Anayasa Mahkemesi, Kozlu hakkında 9 Mayıs 2018’de verdiği hak ihlaline ilişkin kararında oybirliğiyle, “…Eylem kasten olmasa bile ölüm olayı bir yargı hatası sonucu olmuştur. kamu makamlarının, dikkatsizliğin ötesinde bir ihmali, yani söz konusu makamların olası sonuçlarının farkında olmalarına rağmen, söz konusu makamların kendilerine anlattıkları risklerin ortadan kaldırılması için gerekli ve yeterli önlemlerin alınmaması sonucu ortaya çıkmasıdır. verilen yetkiler kapsamında tehlikeli bir faaliyette bulunması halinde mutlaka etkin bir ceza soruşturması yürütülmesi gerekecektir.

Anayasa Mahkemesi, Soma ile ilgili olarak 29 Ocak 2020 tarihli yaşam hakkı ihlaline ilişkin kararında, “…kamu görevlilerinin bilirkişi raporlarıyla tespit edilen ihmallerinin ceza sorumluluğu doğurup doğurmadığına, bu ihmallerin sonucu ceza hukukunda ortada bir illiyet bağıdır. “Soruşturma makamlarının izni olmadan sürecin sonlandırılması etkin soruşturma ilkelerine aykırıdır. Suç duyurusunda bulunulmaması veya kişilerin hayatını tehlikeye atan kişilerin kovuşturulmaması yaşam hakkının ihlali sonucunu doğurabilir.”

“YARGI ELİNDE KORUNUYORLAR”

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş da Anayasa Mahkemesi kararlarına vurgu yaparak, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu ve TTK Genel Müdür Yardımcısı Ercan Gebeş’in AKP tarafından “yargı tarafından korunduğunu” söyledi. Demirtaş, “Bu 2 kişiye bakıldı ve Cumhurbaşkanı’nın eli bu iki kişiden yana değil. Bu 2 kişi yargı eliyle korunuyor” dedi.

Bilirkişi raporunun kaza mahallinde yapılacak incelemeden sonra gerçek suçluların ortaya çıkabileceğini açıkladığını hatırlatan Demirtaş, “Bilirkişi raporunda böyle söylenmesine rağmen Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı bilirkişi heyeti iddianamesini hazırladı. adabına göre bilirkişi raporu hazırlamadan yangına mal kaçırmak.Bu durum son derece yasaldır.Bilirkişi raporu da ön rapordur, esas rapor değildir” dedi.

Demirtaş, TTK Genel Müdürü Eroğlu’nun yangın bahanesiyle fırının içine girmesine izin vermediğini de belirterek, “Bir nevi meşru müdafaa refleksi ile fırının dibine kadar inilip hazırlık yapılmasına izin verilmiyor. görgü kurallarına dayalı bir bilirkişi raporu. Bu nedenle hem Güç Bakanı hem de Adalet Bakanıyız.” Kendisine bir soru önergesi sunduk. Aileler artık sorumlulardan yargı önünde hesap sorulmayacağından endişeli” dedi.

KOZLU’DA PATLAYAN EROĞLU’YA CEZA CEZASI VERİLDİ

TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu, Zonguldak’ta Kozlu Kurum Müdürü olarak görev yapıyordu. Kozlu madeninde 7 Ocak 2013’te meydana gelen patlamada 8 madencinin hayatını kaybetmesiyle ilgili davada yargılanan Eroğlu, “taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Amasra maden faciasının ardından uzmanlar, faciadan 16 gün sonra hazırladıkları raporda üst düzey yöneticilerin sorumluluğuna dikkat çekti:

“TTK Genel Müdürü, kazanın ana sebebi olarak belirlenen havalandırma konusunda gerekli yatırımların yapılmadığını, yüksek gaz içeriği içeren kömür damarlarındaki metan içeriğinin düşürüldüğünü ve ocağın güvenli olduğunu belirterek, metan drenajı ile ilgili yatırım ve araştırma faaliyetlerinde bulunmadığını, Mühendis sayısının yetersiz olması ve kazanın madendeki denetim çalışmalarının yetersiz olmasından kaynaklandığını, kazada kusurlu bulunduğunu,

ATİM ve diğer Kurumlardan sorumlu TTK Genel Müdür Yardımcısı, havalandırma yatırım ve araştırma geliştirme faaliyetlerinin yerine getirilmesinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği ve ilgili proje ve araştırma çalışmalarını yürütemediği için kaza olayında kusurlu bulunmuştur. kömür damarlarının gaz içeriğini azaltmak için gerekli metan drenajına,

Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı MAPEG-Lisans Teftiş Daire Başkanlığı ile TC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen kontrollerde; Kazanın dayandığı bazı değerli hususlara işaret edilmemiştir. Örneğin, yüksek oranda gaz içeren bir yeraltı kömür madenciliği işletmesinde, merkezi gaz izleme sisteminden fiili ve sonuçlara dayalı olarak herhangi bir eleştiri veya öneride bulunulmamıştır. Örneğin kazanın önemli sebepleri arasında gösterilen ve bu bölümde eksik denetim olarak ifade edilen konu hakkında herhangi bir eleştirinin yapılmadığı görülmektedir. Yeraltı madenindeki CH4 değerinin yüzde 2’yi geçtiği dönemlerde ocağın boşaltılmamasına ilişkin herhangi bir eleştirinin yapılmamış olması muhtemelen etkin bir denetim yapıldığının göstergesi olduğu görüşümüzü ‘uzman heyetimize’ saygıyla sunarız. yapılmadı.”

arguvan-ajans.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu